Urartuların,
Başkenti Tuşpa (Van) idi. Urartu Devleti en güçlü döneminde (M.Ö
8-7.yy), günümüzdeki Doğu Anadolu, Kuzeybatı İran, Irak'ın küçük bir
bölümü ile kuzeyde Aras Vadisi'ne egemendi. Devletin başkenti Doğu
Anadolu'da Van Gölü'nün doğu kıyısında yer almaktaydı; daha geç
dönemlerdeki adıyla 'Tosp', Urartucadaki 'Tuşpaya dayanmaktadır. Van
Gölü denizden 1625 metre yüksekte olup Urmiye Gölü'nden 336 metre daha
yukarıda yer almaktadır. 3400 ve 5000 km²'yi bulan alanlarıyla her iki
gölde Anadolu-İran bölgesinin en büyük gölleridir. 'Deniz' olarak da
değerlendirilirler. Asurlar (Aşurlar, eski Asurlar)'ın coğrafi
metinlerinde Van Gölü'nden 'Nairi'nin Yukarı Denizi', Urmiye Gölü'ndense
'Nairi'nin Aşağı Denizi' olarak söz edilir. Bugün dahi Urumiye Gölü'nün
Farsçası 'Deryeça'[kaynak belirtilmeli] yani 'Küçük Deniz'
anlamındadir. Urartu yerleşim bölgesinin sınırlarını, batıda
Karasu-Fırat, kuzeyde Kuzey Ermenistan dağları, doğuda İran
Azerbaycanı'ndaki Savalan Dağları, güneyde ise Zagros Dağları'yla
birleşen Doğu Toroslar oluşturur. Efsanevi Ağrı Dağı (Ermenicedeki
adıyla Masis) bu dağlık bölgenin orta noktasındadır. İncil'deki
masoretik ünlüleştirmeden ötürü bu dağ, Urartu adının "r r t"
ünsüzleriyle yazılması sonucu "Ararat" adını almıştır. 5165 metrelik
yüksekliği ile Büyük Ağrı Dağı, Kafkasya'nın güneyindeki en yüksek
dağdır. Küçük Ağrı Dağı, Tendürek, Aladağ, Süphan Dağı ve Nemrut Dağı
gibi genelde 3000 metreyi geçen diğer dağların çoğu Van Gölü
yakınlarında yer almaktadır.
Krallığın
sınırları içindeki yerleşim alanlarında ortaya çıkarılan kaleler
çeşitli plan ve büyüklüktedirler. Kaleler yöneticinin korunması için
askeri bir üs, tehlike anlarında halkın sığınacağı ve savunmaya geçeceği
genellikle tepelerde yer alan ve etrafı kalın yüksek surlarla çevrili
bir yapılar topluluğudur. Kaleler bulunduğu arazinin jeolojik yapısına
bağlı olarak genelde tepelere inşa edilirlerdi. Kaleler korunması
gerekli yerlere göre de değişiklik gösterir; özellikle maden ocakları
yakınlarına yapılanlar veya ticaret yolunun kenarındakiler düz arazide
de olabilirler. Su kaynağına veya yazın kurumayan bir akarsuya yakın
alanlar seçilirdi. Su ihtiyaçalrını gidermek için tepeden suya inen kısa
yol merdivenleri yapılırdı; Tercan Şirinli Kale, Mercan Çadırkaya
Pekeriç, Diyadin Toklucak vb. kalelerde kullanılmıştır. Van Kalesinde de
bin merdivenler bu amaca yöneliktir. Kale içindeki yapıların
planlarında benzerlik yoktur, arazinin durumuna göre geliştirmişlerdir.
Tepe kalenin etrafı kalın surlarla çevrilmiştir; Altıntepe kalesinde
çift sur kullanılmıştır. Surlar ya tepenin üstüne yakın yere yapılır ya
da eteğine yakın yere yapılırdı. Bazen her ikisi de kullanılmıştır.
Bölgeyi yöneten Bey’in oturduğu Kalelerin içinde saray ve yönetim
odaları, mutfak, varsa tapınak, depo binası, v.b. gibi ihtiyaç için
mekanlar yapılırdı. Halk tepenin eteğindeki düz veya yamaç arazide
otururdu. Evlerin etrafı da bir surla çevrilebilirdi Yukarı Anzaf Kalesi
ve Karmir-Blur’da olduğu gibi. Askeri amaç için yapılmış olanlar daha
küçük ve askerlerin ihtiyaçlarını karşılamak için mekanlar yer alırdı.
http://www.mehmetkusman.com/index.html
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder